Pages

11 Temmuz 2014 Cuma

Tavuklu Nohutlu Pilav



Bizim evde en sevilen yemeklerden tavuklu pilav. Hele ki buzlukta haşlanmış nohutum varsa ve bunlar tereyağında hafif kızartılarak pilava eşlik ediyorlarsa değmeyin keyfimize...

Malzemeler: (6 kişilik)

2 bardak pirinç
2 tavuk kalça veya üç-dört tane tavuk but
1 kase haşlanmış nohut
3 kaşık tereyağ
1 küp şeker
Birkaç damla limon suyu
3 tane defne yaprağı
1 damla sakızı
5-6 tane karabiber
tuz

Yapılışı:

Önce tavukları iyice yıkadıktan sonra orta bir tencereye alın. Defne yaprağı, tane karabiber ve damla sakınızı ilave edin, üzerini örtünceye kadar su ilavesiyle pişirin. Daha sonra etleri içinden alın, pilavın üzerine konmak üzere didikleyin. Biraz tuz ve karabiberle tatlandırın. 

Pilav için, önce pirinci 20 dakika kadar tuzlu ılık suda bekletin. Birkaç kere yıkayıp nişastasının gitmesini sağlayın. Tencerede 2 kaşık tereyağını erittikten sonra pirinçleri, küp şekeri, birkaç damla limon suyunu ve tuzu ilave edin. Pirinçler şeffaflaşıncaya kadar kavurun. Aslında anneciğimin pilavının üzerine pilav yememişimdir ve o asla kavurmaz. Şehriye kullanıyorsa şehriyeler kavrulduktan sonra suyu ilave eder ve pirinçleri içine salar. Ama ben el alışkanlığı ille kavuruyorum. Daha sonra haşladığınız tavuk suyundan 
 2 bardak ilave edin. Kısık ateşte suyunu çekinceye kadar pişirin, altını kapattıktan sonra üstüne bir havlu kağıt kapatarak demlendirin. Eğer pirinçlerimi bekletemiyorsam bire birbuçuk ölçü kullanıyorum suyu. Ama bekledilerse ve demleme için de vakit varsa bence yeterli geliyor.

Ayrı bir tavada da bir kaşık tereyağı, tuz ve karabiberle nohutlarınızı hafif kızarıncaya kadar çevirin. Bir kaseye önce tavuk etini, üzerine pilavı koyun ve tabağa çevirin. En üstüne ve etrafına nohutları koyun. Pilavımız hazır. Afiyet olsun...

10 Temmuz 2014 Perşembe

Güveçte Pastırmalı Kurufasulye



Arap dünyasında kuru fasulye yemeğinin olmadığını öğrendiğimde çok hayal kırıklığına uğramıstım. Daha çok soğuk meze gibi şeylerin içine katarak yiyorlar. Bizim yemeğini yaptığımızı öğrenince de bıyık altından gülümsüyorlar alaylı alaylı. Ama bir Türk olarak kurufasulye-pilav-turşu üçlüsünü değme lokantaların yemeklerine değişmem. Hele ki pastırmalı ve de güveçte pişmişse...

Malzemeler:

2 bardak kuru fasulye
3 soğan
1 kaşık domates salçası
1 kaşık biber salçası
2 tane biber
2 tane domates
3 kaşık tereyağ
2 kaşık mısırözü yağı
7-8 dilim pastırma
Kurutulmuş kırmızı biber
Kırmızı biber
Tuz

Yapılışı:

Fasulyeleri bir gece önceden veya sabahtan ılık suda bekletin. Diri kalacak şekilde haşlayın. Dikkat edin ezilmesin daha fırında da pişecek. Büyükçe bir tencerede 2 kaşık sıvıyağ ve 2 kaşık tereyağını eritin. İncecik kestiğiniz soğanları pembeleşene kadar kavurun. Bence zeytinyağlılar gibi lezzetli bir fasulyenin de püf noktası bol soğanı. Sırasıyla incecik doğradığınız biberleri, biberler biraz ölünce domatesleri ekleyin. Birkaç dakika kavurduktan sonra salçaları ekleyin ve biraz daha kavurun. En son fasulyeleri ekleyin beş dakika çevirip yaklaşık 2 bardak kaynar su ekleyin. Arzu ederseniz bu aşamada tencerede pişirmeye devam edin veya benim gibi güvece alın. Tuz ve kırmızı biberi de ekleyin. Ben yaptığım her yemeğe birkaç tane kurutulmuş acı biber ilave ediyorum. Yemeğe bir etkisi olmuyor ama acı seven tabağına alıyor ve çatalla yavaşça ezdiğinde acısı yemeğe çıkıyor. Acı seviyorsanız şiddetle tavsiye ederim. Fırına aldığınız veya ocağın üzerine koyduğunuz güveçte yaklaşık yarım saat daha pişirin. Ateşten almadan beş dakika önce pastırmayla bir kaşık tereyağını bir dakika çevirin ve güveçteki fasulyeye ilave edin. Yanına pilav yapmayı, hatta varsa turşu, hoşaf ve kuru soğanla beraber servis etmeyi unutmayın. Afiyetle...

9 Temmuz 2014 Çarşamba

Tirit



Galiba her şehre ait farklı bir tirit tarifi var. Konya'da tiriti tandır ekmekleriyle, üzerine bol sebzeli kuşbaşılı patlıcan yemeği dökerek hazırlarlar. Kayseri'de çok daha farklı. Bazen ızgara köfte ile servis ederler. Her haliyle çok besleyici, lezzetli bir yemek. Ben biraz daha davet sofralarınıza nasıl yakışır düşüncesiyle böyle bir tarifle karşınıza çıkmayı uygun gördüm. Ortaya büyük bir servis tabağına hazırladım ve herkes kendi tabağına aldı. Ama siz arzu ederseniz iskender kebabı gibi tek porsiyonluk olarak hazırlayabilirsiniz, çok şık olur. Geçenlerde okuduğum bir yazıda Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) en sevdiği yemeklerin kabak ve tirit olduğu yazılıydı. Gerçekten de Arap dünyasının bayram ve düğün yemeği olan "fetta" tiritin değişik bir versiyonu. Sünnet olduğu için bu yemeğe çok önem veriyor Araplar. Bu yemeği sevmek ve pişirmek için en güzel bahaneniz bu olsun, sevgiler :)

Malzemeler:

Yarım kilo tercihen kemikli kuzu eti veya dana eti
3 soğan
1 bayat ramazan pidesi veya 7-8 dilim bayat ekmek
1 kase yoğurt
2 diş sarımsak
2 kaşık tereyağ
Kırmızı biber
Tane karabiber
Sumak
Tuz

Yapılışı:

Öncelikle etinizi iyice yıkayın. Yaklaşık 1,5 litre kadar suyla içine bir soğan ve 7-8 tane karabiber ekleyerek etler lif lif ayrılana kadar haşlayın. Ben düdüklü tencerede haşladım yaklaşık yarım saatte pişti. Ama dana eti kullanırsanız süre 15, 20 dakika daha uzar sanırım. Etler haşlanınca suyunu süzün, etleri yağlarından ayıklayın. Pide veya ekmekleri küçük küçük kesin, 200 derecelik fırında hafif kızarana kadar 10 dakika tutun. Ayrı bir kasede yoğurdunuza sarımsakları rendeleyin, tuz ilavesiyle çırpın. 2 adet soğanı incecik piyazlık yani yarım ay şeklinde doğrayın. Biraz tuz ve 1 tatlı kaşığı sumakla yoğurun. Servis edeceğiniz tabağa önce sıcak ekmekleri koyun. Ekmekler ıslanana kadar et suyu ilave edin. Yoğurdu üzerine dökün. Sırasıyla soğanları, etleri ve en üzerine ince kıyılmış maydonozları dizin. En son dokunuş olarak 2 kaşık tereyağını tavada hafif yakarak kızdırın. Kırmızı biber ilave edin ve tiritin üzerine dökün. Birkaç ayrı şey hazırlamak lazım, belki bu yüzden size zor gelebilir ama biri pişerken diğerleri hazırlanıyor sizi çok yormuyor. Afiyet, şifa olsun....

8 Temmuz 2014 Salı

Çıtır Kaselerde Köz Patlıcan Salatası


İftar sofralarınıza çok yakışacak bir tarif çıtır kaseler. En eğlenceli yanı içindeki salatayı bitirdikten sonra kaseyi eline alıp yemesi :) Ben közlenmiş patlıcanlı salata ile tercih ettim ama siz herhangi bir salatayla servis edebilirsiniz. Hatta hamuruna mısır unu da eklediğim için acılı bir tavuk sote ile de Meksika mutfağından esintiler taşıyan harika bir ana yemek olur. Ama o zaman dikkat etmeniz gereken şey sotenin çok sulu olmaması. Yoksa suyu emen kaseler çıtırlıklarını kaybedecek ve kısa süre sonra kırılacaktır. Umarım siz de dener ve beğenirsiniz.

Malzemeler:

Çıtır Kaseler İçin: (12 adet)

1 yumurta
2 kaşık tereyağ
1 çay bardağı sıvıyağ
1 kaşık yoğurt
1 tatlı kaşığı çörek otu
Birer çay kaşığı kekik, karabiber, kırmızı biber, tuz
Yarım bardak mısır unu
Aldığı kadar un (Yaklaşık 1.5 bardak)

Patlıcan Salatası İçin:

Yarım kilo patlıcan
2 diş sarımsak
4 kaşık yoğurt
1 çay kaşığı tuz
2 kaşık zeytinyağı

Yapılışı:

Çıtır kaseler için tüm malzemeleri karıştırın ve yumuşak bir hamur yoğurun. Merdane yardımıyla açın. Muffin kalıplarını ters çevirin. Hafifçe tereyağ ile yağlayın. Kullanacağınız kalıbın büyüklüğüne göre yuvarlaklar kesin. Kestiğiniz hamurları kalıpları kaplayacak şekilde yerleştirin ve 180 derece önceden ısıtılmış fırında kızarana kadar yaklaşık 20 dakika pişirin.



Patlıcan salatası için patlıcanları bıçakla gelişigüzel birkaç yerinden delin ve ocağın büyük gözünde közleyin. Genellikle fırında közlemek tercih ediliyor ama bence o güzel kokusu kayboluyor. Dolayısıyla lezzeti de. Benim için hiç zor olmuyor ocakta közlemek. Hatta güzel patlıcan bulduğumda birkaç kilo alıyorum ve gidip gelip arada çevirerek közlüyorum. Kullanmadığımı poşete koyup dondurucuya atıyorum. Misafir geldiğinde de sıcak suyun içine poşetiyle atıyor yarım saatte çözdürüyorum. Salatamıza dönersek, patlıcanları kesme tahtasında küçücük doğrayın. Yoğurdu süzerek kullanın. Çünkü çok sulu olursa kaseleri yumuşatacaktır. Zeytinyağı, tuz ve rendelediğiniz sarımsakla karıştırın. Arzu ettiğiniz gibi kiraz domatesle, dere otuyla süsleyin. Afiyet, şifa olsun...





7 Temmuz 2014 Pazartesi

Ekmek Balığı


Bana çocukluğumu hatırlatıyor bu tarif. Annem öğretmen olduğu için bir teyze gelirdi bana bakmaya. Anneciğim ne kadar beslenmem konusunda tembih etse de teyzenin bildiği sadece iki yemek vardı. Ekmek balığı ve bool tereyağlı, salçalı makarna :) Belki de ben huysuzluk yapıyor diğer yemekleri reddediyordum bilemiyorum. Ama gün aşırı okuldan döndüğümde ekmek balığının kokusu karşılardı beni. Malesef şimdi bizim evde de çok seviliyor. Ama en fazla ayda bir defa yapmaya gayret ediyorum. Çok lezzetli ve bir o kadar da kalorili.

Malzemeler:

10 dilim bayat ekmek
3 yumurta
Yarım çay bardağı süt
1 çay bardağı ufalanmış peynir
Kara biber, kırmızı biber, nane

Kızartmak için: Sıvı yağ

Yapılışı:

Ekmek hariç tüm malzemeleri büyükçe bir kasede çatal yardımıyla çırpın. Ekmek dilimlerini bu karışıma bulayın ve kızgın yağa atın. Dikkat edin çok çabuk kızarıyorlar. Kızarınca öbür tarafını çevirin, her iki tarafı da nar gibi olunca servis tabağına alın. Afiyet olsun...

Girit Usulü Zeytinyağlı Kabak


Kabak sevmeyen eşime bu güzel sebzeyi sevdirme çalışmaları arasında keşfettim bu tarifi. Kıbrıs yemek kültürünü araştırırken buna benzer tariflerle karşılaştım ama kendimce yakışacağını düşündüğüm eklemeler yaptım ve bu tarif çıktı ortaya. Çok farklı bir alternatif olacağını düşünüyorum. Diyet yapanlara da gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum. Afiyetle...

Malzemeler:

Yarım kilo küçük kabak
7, 8 diş sarımsak
Yarım su bardağı zeytinyağı
1 limon suyu
1 küp şeker
Tuz
Dereotu
1 kaşık nar ekşisi
1 litre su

Yapılışı:

Kabakların kabuklarını alacalı soyun. Dört tarafından bıçakla sonuna gelmeden yani kabakları ayırmadan kesikler atın. Bunu sosun içine işlemesi için yapıyoruz. Daha sonra su, nar ekşisi ve şekerle diri kalacak şekilde yaklaşık 15 dakika haşlayın. Haşlanan kabakları süzün. Derin bir kapta zeytinyağı, tuz, ince kıyılmış sarımsak, limon suyu ve yine ince kıyılmış dereotunu karıştırın. Kabakları bu karışıma iyice bulayın. Tavsiyem bir gece, vaktiniz yoksa en az 3-4 saat dinlendirin. İşte bu kadar basit, sağlıklı ve lezzetli yemeğimiz. Deneyecek olanların ellerine sağlık, sevgiyle...

6 Temmuz 2014 Pazar

Aynı Hamurdan İki Tarif: Açma ve Tahinli Çörek

Açma



Tahinli Çörek


Arayı çok açmamın verdiği mahcubiyetle; merhaba tüm dostlara... Ramazanınız mübarek olsun, evlerinize huzur ve bereket getirsin. Çok tarifler birikti ama biraz şahsi işlerim yüzünden, biraz da malesef kötüye giden Mısır ekonomisinin sonuçları olan elektrik kesintileri yüzünden uzak kaldım. Küçükken günlüklerime karşı da böyle vefasızdım. Hem düzenli yazmazdım hem iç huzursuzluğu ile geçerdi günlerim. Şimdi de aynen öyle. Her sabah uyandığımda bugün bloğuma vakit ayıracağım diyorum ama ya bir şey çıkıyor, ya da elime bilgisayarı alınca elektrik gidiyor. Bir daha bu kadar ara vermemek ümidi ile yeni tarifimize geçelim:

Malzemeler:

2 bardak ılık süt
2 kaşık kuru maya veya 1 adet yaş maya
2 kaşık toz şeker
1 kaşık tuz
Yarım bardak sıvıyağ
Aldığı kadar un

Açma için:

100 gram tereyağ
Çörek otu

Tahinli Çörek için:

1 bardak tahin
Yarım bardak sıvıyağ
Yarım bardak toz şeker
Pudra şekeri

Yapılışı:

Öncelikle her zamanki gibi biraz yani yaklaşık yarım bardak kadar ılık süt, şeker ve mayayı 10 dakika kabarana kadar bekletin. Daha sonra diğer malzemeleri ilave edin, aldığı kadar un ile yumuşak bir hamur yoğurun. Dinlenmesi ve mayalanması için en az 45 dakika üzerini kapatarak bekletin. Daha sonra hamuru ikiye ayırın.

Açma için; hamuru ufak bezelere ayırın. Her bezeyi avcunuzun içinde yuvarladıktan sonra mümkünse mermer bir yüzeyde içine bir tatlı kaşığı yumuşak tereyağ sürerek açın. Merdane kullanmak hamur işlerini sertleştiriyor. Bu yüzden elinizle açın. Daha sonra hamuru rulo yapın, kendi etrafında döndürürerek yuvarlak bir şekil elde edin. Tepside 20 dakika kadar beklettikten sonra üzerine yumurta sarısı sürün ve çörek otu serpin. 200 derecede üzeri kızarana kadar pişirin.

Tahinli çörek için; yine küçük bezelere ayırdığınız  hamurları aynı açma tarifindeki gibi elinizde yuvarladıktan sonra elinizle açın. Ama bu sefer tereyağ yerine; tahin, şeker ve yağ karışımını sürün. Ne kadar bol sürerseniz o kadar güzel olur. Elinizi korkak alıştırmayın :) Arzu ederseniz ceviz serpin çok yakışıyor. Aynı şekli verin ve 200 derecede üzerleri kızarana kadar pişirin. Soğuduktan sonra üzerine bolca pudra şekeri serpin. Mısırlı dostlarımız tatlarına bayıldı. İnşallah siz de dener ve beğenirsiniz. Afiyetle...

6 Haziran 2014 Cuma

Elmalı Kırıntılı Pay



Elmalı ve tarçınlı şeyleri yemeyi de çok seviyorum ama pişerken evdeki kokusu beni benden alıyor. Bu tarifi pek çok yerde gördüm. Araştıra araştıra ilk hayatıntakendisi isimli sitede olduğunu keşfettim. Buradan teşekkürlerimi sunuyorum bu orijinal tarif için. Keki, kreması, kırıntısı derken nerdeyse 3 tane ayrı pasta yapmış gibi oluyorsunuz. Tarifi denerken " zahmetine değmezse bloğa koymam" diye düşündüm ama gerçekten değiyor. Ayrıca yapması tarifinden daha kısa sürüyor emin olun. Ben çok küçük eklemeler yaptım tarifte. Kendi yaptığım gibi anlatıyorum. Herkese sevgiler...

Malzemeler:

3 orta boy elma
1 fiske tarçın

Kek:

2 su bardağı un
1 bardak toz şeker
100 gram tereyağ
1 kabartma tozu

Krema:

2 yumurta
200 gram çiğ krema
Yarım su bardağı yoğurt
Yarım su bardağı toz şeker
1 paket vanilya
1 tutam tuz

Kırıntı:

1 su bardağı un
2/3 su bardağı toz şeker
1/4 su bardağı tereyağ
Yarım çay kaşığı tarçın
1 avuç dilimlenmiş badem

Yapılışı:

Önce üst kırıntıyı yapmakla başlayın. Diğerleri hazırlanırken o buzlukta katılaşsın. Toz malzemelerin üzerine erittiğiniz tereyağını dökün ve hamur haline gelince strecleyip buzluğa atın. Bu aşamada unun cinsine göre gerekiyorsa biraz daha un ilave edebilirsiniz.



Kek malzemelerini tereyağ hariç rondoya koyun. Üzerine soğuk küçük parçalara böldüğünüz tereyağını ekleyin ve kum gibi olana kadar rondoyu çalıştırın. Bu karışımın 3/4ünü yağladığınız kek kalıbına nazikçe dökün. Bu aşamada lütfen bastırmayın. Kenarlara biraz daha fazla koyun.


Daha sonra kabuklarını soyup dilimlediğiniz 3 adet elmayı bu karışımın üzerine nazikçe koyun. Üzerine seviyorsanız benim gibi tarçın serpin. Sonra kalan hamuruyla elma dilimlerinin üzerini kapatın. Ama kesinlikle bastırmayın.



180 derece önceden ısıtlmış fırında 20 dakika pişirin. Ayrı bir yerde kremayı hazırlayın. Bunun için tüm malzemeleri bir el çırpıcısı yardımıyla çırpın ve 20 dakika sonra pişen hamurun üzerine dökün ve tekrar 20 dakika fırına sürün. 20 dakika sonra çıkarın. İlk hazırladığımız ve buzluğa attığımız hamuru bir rende yardımıyla rendeleyin. Evde varsa dilimlenmiş bademlerle üzerini süsleyip tekrar 20 dakika fırına sürün. veee, da da daaaaaam :)


Her lokması ayrı bir keyif. Sofranızdan huzur, ağzınızdan lezzet eksik olmasın. Afiyetle...

3 Haziran 2014 Salı

Çıtır Börek (Baklavalık Yufkadan)



Ramazan ayına yaklaştığımız bugünlerde bu küçük börekler davet sofralarınız için ideal. Baklava yufkasından ama genellikle yapılanlar gibi ne çok yağlı ne de çok kuru.  Ben içini her zamanki favorimiz olan patates-peynir ile hazırladım ama siz arzunuza göre değiştirebilirsiniz.

Malzemeler: (60 adet küçük börek)

1 paket baklavalık yufka (Benim paketimden 40 adet yufka çıktı.)
6 kaşık  tereyağ
6 kaşık sıvıyağ
6 kaşık su

İçi için:

2 kaşık sıvıyağ
4 patates
1 soğan
200 gram tulum peyniri
Üçte bir demet maydonoz
1 kaşık biber salçası
Karabiber, kırmızıbiber, nane

Yapılışı:

Önce içi hazırlamakla başlayalım. Patatesleri haşlayıp rendeleyin veya ezin. Sıvıyağ ve küp küp doğradığınız soğanı kavurun. Pembeleşen soğanlara salçayı ilave edin, bir dakika daha karıştırıp ocağın altını kapatın. Patates, peynir, ince kıydığınız maydanoz ve baharatları ekleyin. Tulum peyniri ziyadesiyle tuzlu olduğu için ben ekstra tuz ilave etmedim.

Küçük bir tavada tereyağını eritin. Ocağın altını kapatıp sıvıyağ ve suyu da ilave edin. Dikdörtgen şeklindeki yufkaları aralarına yağ ve sulu karışımdan fırçayla sürerek 4 kat üst üste dizin. 4. katın üzerine uzun kenarına harcınızı koyun ve fazla sıkmadan rulo yapın. Fotoğraftaki ebatta kesin. Ben altıya böldüm. Tüm yufkaları bu şekilde bitirdikten sonra kalan yağ karışımını da üzerine sürün ve önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında kızarana kadar pişirin.

Bu böreğin üstüne genellikle yumurta sürülüyor ama yufkanın çok ince olmasından dolayı bence çok kokuyor. Zaten üzerine kalan yağ karışımını sürdüğünüzde gerek kalmıyor bence. Yine de arzu ederseniz siz ekleyin. Ayrıca baklavalık yufka seçiminde sadece nişasta ile açılan yufkaları kullanmaktan kaçının. Çok sert oluyor. İçeriğine bakarak un ve nişasta karışımıyla yapılan yufkaları almanızı tavsiye ederim. Afiyetle...



30 Mayıs 2014 Cuma

Kahvaltı Güveci


Kahvaltı için özgün tariflerden sucuk güveç. Misafirlerinizi de çok memnun edecek bir seçenek. Yıllardır yaptığım bir tarif. Daha önce kaşar peyniriyle yapıyordum ama bu sefer hellim peyniriyle yaptım ve çok daha güzel oldu.

Malzemeler:

2 adet parmak sucuk veya yarım kangal sucuk
100 gram hellim peyniri
2 domates
1 biber
2 kaşık tereyağ
Kekik, kırmızı biber, karabiber
4 yumurta

Yapılışı:

Sucukları, peynirleri, biberi ve domatesleri küçük küpler halinde kesin. Domateslerin kabuğunu soymanızı tavsiye ederim. Ben her zaman küçük güveç kaplarına yapıyorum ama burada güveç bulamadığım için kase şeklinde cam bir fırın kabına koydum. Tereyağını da küçük küçük parçalara ayırın, baharatları da ekleyip hepsini güzelce karıştırın. 180 derecelik fırında yaklaşık 20 dakika pişirin. Sucuk yağını, domates suyunu salmış olacak. Yumurtaları ayrı bir kasede çırpın. Eğer toprak bir güveç kabında yapıyorsanız yumurtaları sucuklu karışıma güzelce karıştırdıktan sonra tekrar fırına koymanıza gerek yok. Zaten toprak sıcaklığı uzun süre muhafaza edecek ve yumurtalarınız pişecek. Ama benim gibi cam bir kapta yapıyorsanız yumurtaları ekledikten sonra 2, 3 dakika daha fırına koyun. Afiyetle....


26 Mayıs 2014 Pazartesi

Simiiiiiiiit



Simiiiiiitçiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii :) Bu simitleri yaptığımda bir havalara giriyorum, simitçi çocuklar gibi bağırıyorum evde :) Türkiye'deki arkadaşlar zahmet edip dener mi bilmiyorum, ama gerçekten çok güzel bir tarif. Tam sokaktaki simitler gibi değil, çünkü onun için simitlik tam buğday gerekiyor. Ama pastanedekiler gibi çok yumuşak da değil. Tam ortası çıtır çıtır, çok güzel bir lezzet. Gönül rahatlığıyla beğenilerinize sunuyorum. Sevgiler...

Malzemeler: (12 adet orta boy simit)

1 yumurta
1 su bardağı süt
1 su bardağı ılık su
2 yemek kaşığı kuru maya
2 tatlı kaşığı şeker
2 tatlı kaşığı tuz
Yarım çay bardağı sıvıyağ
4-5 bardak un

Simitleri bulamak için:

2 su bardağı susam
Yarım bardak pekmez
1 bardak su

Yapılışı:

Her zamanki gibi işe maya, şeker ve ılık suyu derince bir kapta bekletmekle başlayın. Karışımın üstü köpürünce önce yumurta, süt ve sıvıyağı, ardından tuz ve unu ilave edip yumuşak kıvamda bir hamur yoğurun. Hamurun üzerine hafif ıslattığınız bir kağıt havluyu örtüp, sera strech geçirin ve yaklaşık 1 saat hamur iki katı olana kadar mayalanmaya bırakın.

Bu esnada siz susamı orta ateşte arada karıştırarak kavurun. Isıyı arttırmayın yoksa susamlar mısır gibi patlar. Kahverengileşince altını kapatın.

Mayalanan hamurumuzu 12'ye bölün. Yuvarlak bezeler yapın. Her bezeyi elinizle yuvarlayarak uzun bir şerit haline getirin. Daha sonra bu şeritleri ikili örgü yapar gibi uzatın ve halka olacak şekilde birleştirin.

Pekmez ve suyu yayvan bir kapta karıştırın. Simitleri önce bu suya, ardından da susamlara batırın. Önceden ısıtılmış 225 derecelik fırında yaklaşık 15 dakika iyice kızarıncaya kadar pişirin. Burada önemli bir püf noktası, fırının alt katına tıpkı ekmek pişirirken yaptığımız gibi içi sıcak su dolu metal bir kap koymak. Böylece simitleriniz daha bir çıtır olacak. Biraz uzun oldu ama inanın değer. Afiyetle...

25 Mayıs 2014 Pazar

Fıstık Ezmeli Çiçekler-Peanut Butter Blossoms



Mısır çok ilginç bir ülke. "Eee anlat bakalım nasıl oralar?" sorusuna iki yıla yaklaştığı halde hala cevap veremiyorum. Tüm fakirliğine rağmen burasının küçük bir Amerika olduğunu düşünüyorum. Amerika'da yaşarken ilk defa gördüğüm pek çok marka burada basit bir markette bile var. Türkiye'de olmayan Amerikan kafeleri, restorant zincirleri burada mevcut mesela. "Hershey's" çikolatası da yüzlerce örnekten birisi sadece. Türkiye'de yaşayan arkadaşlar için araştırdığımda bu çikolataların Migros'ta satıldığını öğrendim. Bu tarif için şart mı, bence değil. Belki aynı görüntüyü yakalayamazsınız ama mesela bayramlarda ikram ettiğimiz yuvarlak Ülker çikolatalarla da pekala güzel bir görüntüye ulaşabilirsiniz. Çikolataların şeklini görmeniz için aşağıdaki fotoğrafı paylaşıyorum.



Tarifi Hershey's'in sitesinde buldum. Acayip tarifler var. Tabi ki hepsi de Hershey's çikolatalarıyla yapılıyor. Bu kurabiyeleri sevgili öğrencilerim için yaptım hepsi bayıldı. Hele bir kokusu var ki anlatılmaz yaşanır. Çok da bereketli bir tarif. Tam 3 tepsi kurabiye çıktı bu tariften. Yaklaşık 42 tane. Sitede verilen bilgilere göre bu küçücük şeylerin her biri 90 kaloricikmiş! Her zaman söylediğim gibi kalori lezzetle doğru orantılı maalesef :(

Malzemeler:(Yaklaşık 42 adet kurabiye için)

42 adet Hershey's çikolata
200 gram tereyağı(Tarifte "shortening" yazıyor. Bir tip yumuşak margarin. Ama ben evime margarin sokmadığım için tereyağ kullandım)
3/4 su bardağı fıstık ezmesi
1/3 su bardağı toz şeker
1/3 su bardağı esmer şeker
1 yumurta
2 yemek kaşığı süt
1 vanilya
1 tutam tuz
1.5 su bardağı un (Benim için yeterli gelmedi yaklaşık 2 bardak kullandım)
1 kabartma tozu

Bulamak için: Bir kase esmer şeker

Yapılışı:

Yumuşak kıvamdaki tereyağ ve fıstık ezmesini mikserde 1 dakika kadar çırpın. Şeker, yumurta ve sütü de ekleyip 1 dakika daha çırpın. Kalan malzemeleri de ilave edin ve elinize yapışmayacak bir kıvama gelene kadar yoğurun. Kıvamı yağlı olduğundan dolayı daha un alırmış gibi geliyor ama siz 2 bardaktan fazla koymayın. Şekil verebildiğiniz an kıvamı olmuş demektir. Yuvarlak küçük toplar yapın, esmer şekere bulayın ve önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında 10 dakika pişirin.

Fırından çıkardığınızda hala çok yumuşak olan kurabiyelerinizin ortasına çikolataları hafif çatlayana kadar bastırarak yerleştirin. İki dakika sonra soğuyacak ve katılaşacaktır. Denemenizi şiddetle tavsiye ederim. Yakında aynı tarifi fındık ezmesi ve Nutella ile denemeyi düşünüyorum. Tek tariften pek çok değişik versiyon çıkar düşüncesindeyim. Şimdiden ellerinize sağlık, sevgiyle...



20 Mayıs 2014 Salı

"Magnolia Puding"e Farklı Bir Yaklaşım



Nedense popüler olan şeyler bana hep itici gelmiştir. Bestseller olan kitapları ne kadar çok merak etsem de inadım hep galip gelmiş, popüleritesi geçtikten sonra okumayı tercih etmişimdir. Yaklaşık 1 yıldır magnolia puding özellikle instigramda ardı ardına paylaşılıyordu. Hala popüler bir tarif sayılabilir ama geçen gün misafirlerim için giriştiğim sütlü tatlı arayışında kendime galip gelemedim ve denedim :) Ama tabi ki değişik bir yaklaşımla. Tatlının hikayesini merak ettiğimde New York'taki Magnolia Bakery'de yapıldığını, sonra da pastanenin ismiyle anıldığını öğrendim. Tatlının orijinali biraz farklı. Yoğunlaştırılmış tatlı sütle yapılıyor ve kup yerine tabakta veya kağıt bardaklarda servis ediliyor.

Peki ben nasıl değişiklikler uyguladım? Efendim öncelikle bebe bisküvisi yerine daha lezzetli olacağını düşündüğüm yulaflı bisküvi ile yaptım. Türkiye'deki "Burçak" marka bisküvileri tavsiye edebilirim. Meyve olarak genellikle çilek ve muz kullanılmış. Ben ananas ve muz kullandım. Ve son olarak aradaki katmanlarda ve süslemede kabuksuz bademi hafif fırınlayarak serpiştirdim. Tarifin orijinali nasıldır yemediğim için mukayese yapmam mümkün değil ama bu haliyle misafirlerimden ve ev halkından tam not aldı.

Malzemeler: (7 kup)

1 kilo süt
1 su bardağından bir parmak eksik toz şeker
3 yemek kaşığı nişasta
2 yemek kaşığı un
2 yumurta sarısı
1 paket vanilya
1 paket çiğ krema (200 ml.)

Süslemek İçin:

Ananas, muz
1 paket yulaflı bisküvi
1 çay bardağı kabuğu soyulup fırınlanmış çiğ badem

Yapılışı:

Sütü derince bir tencereye alıp krema hariç tüm malzemeleri ekleyin ve karıştırarak pişirin. Kaynayıp muhallebi kıvamına geldiğinde altını kapatın ve soğumak üzere kenara alın. Soğuduğunda kremayı ilave edip birkaç dakika mikser ile çırpın. Muz ve ananası küçük küçük dilimleyin. Bisküvileri robotta çekin veya elinizde iyice ufalayın.

Kuplara önce birer kaşık bisküvi koyun. Sonra sırasıyla muhallebi koyun ve tekrar bir sıra bisküvi ekleyin. Meyveleri kupların dışından görünecek şekilde kenarlara dizin. Arzu ederseniz ortasına da koyun. Daha sonra bademleri ekleyin ve yine muhallebi döküp fotoğrafta görüldüğü gibi en üstünü bisküvi, meyve ve badem parçalarıyla süsleyin.




Afiyet, şifa olsun...


19 Mayıs 2014 Pazartesi

Evde Gerçek Izgara Lezzeti


Arşimet'in "eurekaa eurekaa" diye hamamdan koşturan buluşu neyse, benim için de bu yöntem öyle! Sihirli bir buluş adeta. Kim nasıl bulmuş bilmiyorum. Mısır'ın bana verdiği en güzel hediyelerden biri de Heba Abla. Bir gün hayat hikayesini de yazmak istiyorum burada. Uğruna kitaplar yazmaya, filmler çekmeye değer bir hayat hikayesi var. Ama şimdilik sadece öğrettiği bu altın değerindeki tarifi paylaşacağım sizlerle.

Heba Ablanın yaptığı birbirinden güzel ızgaraları yediğimiz günlerden birinde "Izgarayı evde nasıl yapıyorsun, çok duman olmuyor mu?" diye sordum. Gülerek annesinden öğrendiği bu yöntemi anlattı. Annesi de kendi annesinden öğrenmiş. Yani belki yüzlerce yıllık bir Mısır sırrı. Lütfen, lütfen ama lütfen bunu evlerinizde deneyin. İlk yaptığımda eşim "Bu tavukları hangi lokantadan sipariş ettin?" diye sordu. Evde kullandığımız elektronik ızgaralar pikniktekilerin yerini tutmuyor. Tadı güzel olsa bile kokusu eksik kalıyordu. Ama bu yöntem gerçekten de piknikte yaptığınız ızgaraları aratmayacak. Hele ki güzel bir ızgara sosuyla terbiye ederseniz evdekilere dertsiz tasasız bir ızgara keyfi yaşatabilirsiniz.

Elimden geldiği kadarıyla fotoğraflamaya çalıştım. Umarım anlamanız için yeterli olur. Aklınıza takılan bir şey olursa lütfen sorun. Sevgiler...

Malzemeler:

1 adet kömür
1 tatlı kaşığı tereyağ

Yapılışı:

1. Öncelikle istediğiniz herhangi bir eti ocakta veya fırında pişirin. Tavsiyem etleri tıpkı ızgarada pişirmeye hazırlar gibi hazırlamanız. Hani genellikle etleri sosta bekletiriz ya. Bu sosun tarifini gelecek yazımda anlatacağım. Etleri pişirirken hiç yağ ilave etmeyin. Daha lezzetli olması için seramik veya döküm tavada pişirmenizi tavsiye ederim. Etleri pişirirken bir yandan da bir adet kömürü harlı ateşin üzerine koyun ve yaklaşık 20, 25 dakika kömür parçası köz haline gelene kadar ısıtın.



2. Pişen etlerinizi derince bir tencere veya tavaya alın. Ortasında kömür için yer açın. Daha sonra bu iyice ısınan hatta köz haline yaklaşan kömürü maşa yardımıyla bir kase haline getirdiğiniz alüminyum folyoya koyun. Folyonun içindeki kömürü de etlerin ortasında ayırdığınız yere koyun dikkatlice.


3. Bir tatlı kaşığı kadar tereyağını kömürün üstüne yavaşça bırakın.



4. Tereyağını bırakır bırakmaz eriyecek ve çok duman çıkacak.



5. Bu aşamada çok hızlı olmanız lazım. Hemen büyükçe bir kapağı üzerine kapatın ve kapağın da üzerine bir örtü örterek tüm dumanın içinde kalmasını sağlayın.


Bu halde etleri bekletin. 5 dakika sonra servise hazır olacak. Miss gibi ızgara kokusunu içinize çekin ve hiçbir yer batmadan, üzeriniz kokmadan yaptığınız ızgaranın tadına varın :) Afiyet olsun...



18 Mayıs 2014 Pazar

Yayla Çorbası



Konya'da yoğurt çorbası yaparken mutlaka süzme yoğurt kullanılır. Marketlerdeki hazır yoğurtları galiba hiç görmedim babamın evinde. Damak tadımın böyle gelişmesinden mi bilinmez, Konya'dan taşındıktan sonra hazır yoğurtlarla yapılan yayla çorbalarından hiç lezzet alamadım yıllarca. Ama bu çorba süzme yoğurtlu eski çorbaları hiç aratmadı. Zannediyorum ki nedeni uzun bir süredir yoğurdumu evde mayalamam. Artık mayalaya mayalaya yoğurt özlü bir hale geldi. Tavsiyem biraz ekşittikten sonra kullanmanız. Hafif ekşi bir yoğurtla yapılan yayla çorbası çok farklı oluyor. Değişik tarifler var ama çoğunun yapımı zor. Genellikle pirinç ayrı bir yerde haşlanıyor, yumurta terbiye gibi sonradan ilave ediliyor. Hiç gerek yok. Yarım asırlık anne tarifini iç rahatlığıyla sizlerle paylaşıyorum.

Malzemeler:

3 su bardağı yoğurt
1 yumurta sarısı
2 kaşık un
1 çay bardağı yıkanmış kırık pirinç
2 litre su
1 kase haşlanmış nohut(Yoksa mühim değil)
Tuz

Sosu için:

4 kaşık tereyağ
Nane, kırmızı pul biber

Yapılışı:

Tuz, nohut ve pirinç hariç tüm malzemeleri tencerede iyice çırpın. Ben bu aşamada blender kullanmayı tercih ediyorum. Çok pürüzsüz bir kıvam yakalıyorum böylece. Daha sonra pirinci ilave edip orta derecedeki ateşte karıştıra karıştıra pişirin. Pirinçler yumuşadığında çorbanız hazır demektir. Tuzu ve varsa haşlanmış nohutu ilave edin, birkaç dakika daha kaynatıp altını kapatın.

Sos için önce tereyağını bir tavada iyice kızdırın. Altını kapatıp baharatları ekleyin ve servis esnasında çorbanıza ilave edin. Şifa olsun...


Lavaş



Ev yapımı miss gibi lavaşlarınız yoğurması, şekil vermesi ve pişirmesiyle hamurun mayalanması hariç yaklaşık yarım saatte hazır :) Afiyet olsun..

Malzemeler:

1 bardak ılık su
Yarım bardak süt veya sulu yoğurt
1 tepeleme yemek kaşığı toz maya
1 tatlı kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz
Aldığı kadar un

Yapılışı:

Ilık su, şeker ve mayayı bir kapta karıştırıp 5 dakika bekletin. Daha sonra diğer malzemeleri ilave edin ve yumuşak bir hamur elde edin. Nemli bir bezle üzerini kapatıp yaklaşık yarım saat hamur kabarana kadar bekletin. Yumurta büyüklüğünde bezeler yapıp, tavanızın büyüklüğünde açın. Seramik veya teflon tava kullanmanızı tavsiye ederim. Orta harlı ateşte ara sıra sallayarak iki tarafını da pişirin. Bir tanesi yaklaşık 2 dakikada pişiyor. Pişen lavaşları kapalı bir kaba alın veya üzerine temiz bir örtü örtün ki sertleşmesin. Afiyet olsun...

Ev Yapımı Döner



Malumunuz internette çok döner tarifi var. Tabi Türkiye'de yaşayan arkadaşların araştırdığını zannetmiyorum. Herkesin yakınında bir dönerci vardır. Gurbet pek çok zorluğu içinde taşısa da bana kattığı maddi manevi çok şey var. Bunlardan biri de mutfak kültürü galiba. İleride yakınımda bir dönerci olsa dahi bu tariften sonra kolay kolay yiyeceğimi zannetmiyorum. İnternetteki tariflerin hemen hemen hepsini denedim ama bu karışım tam olarak döner tadını verdi. Misafirlerimden de "bu resmen döner" tepkisini alınca iç rahatlığıyla sizinle paylaşmaya karar verdim.

En güzeli de yapıp buzluğa atıyorsunuz. Pişirmeye bir saat kala çıkarıp biraz yumuşadıktan sonra kesiyorsunuz ve birkaç dakikada pişiriyorsunuz. Verdiğim ölçülerle defalarca akşam yemeği çıkartıyoruz. Bir nevi kurtarıcı da oldu bu tarif benim için. Ben et döner şeklinde yaptım ama birebir ölçüleri tavuk etine de uygulayabilirsiniz. Lütfen sevdikleriniz için bir kez deneyin. Üşenmezseniz ev yapımı lavaşla bir ziyafete dönüştürün yemeğinizi. Huzurlu sofralarınız olsun...

Malzemeler:

1 kilo dana antrikot eti
Yarım kilodan biraz daha az (Yaklaşık 350-400 gram) yağlı dana veya kuzu kıyma
1 soğan
4 kaşık yoğurt
2 kaşık zeytinyağı
1 kaşık biber salçası
Kara biber, kekik, kırmızı biber

Yapılışı:

Öncelikle uyarıyorum, lütfen tuzu unuttuğumu düşünüp eklemeyin. Tuz dönerinizi sertleştirecektir. Piştikten sonra ilave edin. Öncelikle bir kapta yoğurt, baharatlar, salça, rendenin ince tarifiyle rendelediğiniz soğan ve sıvıyağı karıştırın. Sonra dilimler halindeki antrikot etlerini bu karışıma bulayın. Her tarafının sosu aldığından emin olduktan sonra güzelce streçleyip bir gece buzdolabında bekletin. Ayrı bir kapta da kıyma ve karabiberi köfte gibi yoğurup bir gece bekletin.

Ertesi gün kesme tahtanızın üzerine bir streç film gerin ve dolaptan çıkardığınız etleri bir sıra antrikot bir sıra kıyma olacak şekilde etler bitene kadar bir kule yapın. Kıymayı katlarda eşit olarak yaymaya dikkat edin. Mesela benim antrikotlarım 8 parçaydı. Ben de kıymayı 7 eşit parçaya ayırıp etlerin üzerini bu kıymayla kapattım. Önceden alta yaydığınız streç filmle güzelce her yerini kapatın.



Pişirmek istediğiniz zaman yaklaşık 1 saat önce çıkarırsanız daha kolay kesilir. Ben bu aşamada eşimden yardım istiyorum. Döneri keserken bıçağı düz değil de yandan eğri bir şekilde keserseniz daha büyük dilimler elde edersiniz. Mümkün olduğunca ince kesin.


Kızgın tavada orta derecedeki ateşte pişirin. Tavaya hepsini aynı anda koymayın yoksa sulanıyor. Az az pişirip bir yerde biriktirin. Türkiye'de olsaydım etleri pişirmeden önce mutlaka biraz kuyruk yağını tavada eritip etleri öyle atardım tavaya. Burada bulamadığım için tüm dönerler piştikten sonra bir kaşık tereyağ ile bir dakika çeviriyorum.

Deneyecek olanlara kolaylıklar diliyorum, şimdiden ellerinize sağlık....




Biraz radyodan istek şarkı paylaşmaya benzeyecek ama bu tarifi gözümde gönlümde tüten biricik Zeynep'ime gönderiyorum :))

3 Mayıs 2014 Cumartesi

Kremalı Soğanlı Tart



Bu tarif tamamen bana aittir :) Misafir için dışarı çıkardığım milföy hamurlarını kullanamayınca ve ertesi günü akşam yemeğim olmayınca doğaçlama ortaya çıktı. İyi ki de çıkmış. Parmak yedirten bir lezzetle karşılaştık. Doğrusu bu kadar lezzetli olacağını ben bile tahmin etmemiştim. Ama çok kalorili bir tarif, baştan uyarmam lazım. Lezzeti kalorisiyle doğru orantılı :) Gelelim tarifimize:

Malzemeler:

10 yaprak milföy hamuru
4 tane soğan
3 kaşık yağ
1 tutam toz şeker
1 paket krema
2 adet yumurta
1 bardak rendelenmiş kaşar peyniri
Karabiber
Tuz

Yapılışı:

Milföyleri birleştirin, büyük bir kare elde edin. Biraz un yardımıyla tart kalıbınızı biraz geçecek kadar açın. Hamuru dikkatlice tart kalıbına yerleştirin.

Bir tavada piyazlık yani yarım ay şeklinde doğradığınız soğanları yağda kavurun. Üzerine bir tutam şeker ilave edip kavurmaya devam edin.Püf noktası kısık ateşte ara ara karıştırarak soğanlar karamelleşene kadar pişirmek. Bu yaklaşık yarım saatinizi alıyor.

Kalıba yaydığınız hamurun üzerine soğanları yayın. Bir kasede krema, yumurta, karabiber ve tuzu çırpın. Soğanın üzerine bu karışımı dökün. Önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 20 dakika pişirin. Fırını açıp kaşar rendesini ilave edin, güzel görünmesi için biraz pulbiber serpin ve tekrar fırına koyun. İyice kızarana kadar 10-15 dakika daha pişirin. Afiyet, şifa olsun...




Sarımsaklı Tavuk Çorbası veya Yalancı İşkembe Çorbası



Gerçek işkembe çorbasını içmeyeli yıllar oldu ama bu çorbayı yaptığım misafirlerim hemen hemen aynı lezzeti yakaladığımı söyledi. Benim gibi bir sarımsak delisi için çok lezzetli bir tarif. Hatta tadini biraz da düğün çorbasına benzetiyorum. Düğün çorbasının aslı gerdan etiyle yapıldığı ve buralarda onu bulamadığım için ne zamandır yapamıyorum. Bu çorbayla ilgili çok tarif var ama ben kendi damak tadıma göre birkaç değişiklik yaptım. Umarım siz de bizim kadar beğenirsiniz, afiyetle...

Malzemeler:

Tavuk suyu için: 

1 kg. kadar kemikli tavuk
6-7 bardak su
1 soğan
5-6 adet tane karabiber
1 tane küçük damla sakızı

Terbiyesi için:

1 bardak yoğurt
1 yumurta sarısı
Yarım limon suyu

Sos için:

1 çay bardağı kadar sirke
5 diş sarımsak

ve

4 kaşık tereyağ
3 kaşık un
Pul biber
Tuz

Yapılışı:

Önce tavuğu diğer malzemelerle birleştirip yumuşayana kadar haşlayın. Damla sakızı hem çok hoş bir aroma katıyor hem de tavuğun o istenmeyen kokusunu yok ediyor. Haşlandıktan sonra içindeki soğan ve karabiberleri alın, etleri içini ufak ufak didin.

Ayrı bir tencerede 3 kaşık tereyağ ve unu kavurun. Unun kokusu çıkınca içinde tavuk etlerini dittiğiniz tavuk suyunu ilave edin, bir yandan da bir el çırpıcısıyla çırpın ki topaklanmasın. Ayrı bir yerde terbiyesi için yoğurt, yumurta sarısı ve limon suyunu çırpın. Biraz sıcak tavuk suyundan ilave edip ılıklaştırın. Sonra hazırladığınız terbiyeyi yavaş yavaş ilave edin ve çırpmaya devam edin. Bir taşım kaynattıktan sonra altını kapatın. Tuzu bu aşamada ekleyin ki kesilmesin.

İki çeşit sosla servis etmenizi tavsiye ediyorum. Bir yerde sirke ve rendelenmiş sarımsağı karıştırın. Ben elma sirkesini tercih ediyorum. Küçük bir tavada da 1 kaşık tereyağ ve arzu ettiğiniz kadar pul biberi kızdırın. Tereyağlı sosu çorbalarınızın üzerine gezdirin. Herkes sirkeli sosu sevmiyor bu nedenle sirkeli sosu ortaya koyun ve arzu ettiğiniz kadar ekleyin.



Birazcık zahmetli bir tarif ama davet sofralarında benim ilk aklıma gelen çorbalardan biri. Gerçekten çok lezzetli oluyor. Afiyet olsun...

14 Nisan 2014 Pazartesi

Sıcak Çikolata



Marketlerde satılan sıcak çikolata karışımlarını bir türlü sevemedim. Hayatımdaki en güzel sıcak çikolatayı İstanbul Çengelköy'de "Çikolata&Kahve" isimli küçük, sıcacık bir butik çikolatacıda içmiştim. Kırmızı biberlisinden, kara biberlisine aklınıza hayalinize gelebilecek her türlü el yapımı çikolata mevcut. Birbirinden güzel tablolarla, gramafonlarla süslü bir mekan. O kadar küçük ki sadece 3 tane küçük masa ve bes, altı tane tabure var. Genellikle kapıda sıra beklemek zorunda kalıyorsunuz. Ama beklediğiniz her saniyeye değer. Benim için bir masal diyarı bu şirin dükkan. En son bu yaz gittiğimizde iki sokak ileriye yeni ve büyük bir yer açma hazırlığında olduklarından bahsettiler. "Hayırlı olsun" dedim ama içim buruldu. Sanki hep böyle kaldıkça, insanlar bir bardak sıcak çikolata veya kahve için bekledikçe kıymet kazanıyordu. Daha rahat, geniş, herkesin gelebileceği bir mekan kaliteyi de düşürür mü diye endişe ettim. İnşallah bir dahaki İstanbul seferinde yeni mekanı ziyaret edip size fikirlerimi anlatırım.

İşte bu güzel mekanda içtiğim sıcak çikolata tezgah önünden görebildiğim kadarıyla toz karışımla değil de, ganaja benzer sıvı bir şey katılarak yapılıyordu. Ben de pastadan artan ganajla aynı tadı yakalamaya çalıştım vee bingooooo! :) Gerçekten yudum yudum erimiş çikolata tadında harika bir içecek oldu. Biz çok beğendik. Umarım siz de beğenirsiniz. Deneyecek olanların şimdiden ellerine sağlık.


Malzemeler: (3 kupa için)

50 gram çikolata
50 gram krema
3 bardak süt
Arzu ettiğiniz kadar toz şeker

Yapılışı:

Önce bir ganaj hazırlayın. Kremayı ısıtıp kaynama noktasına gelince altını kapatın ve çikolataları ilave edin. Biraz soğuyup özleşmesi için bekleyin. Benim gibi pasta hazırlarken ganajı biraz fazla hazırlayıp onu da kullanabilirsiniz. Sütü bir cezve yahut küçük bir tencerede ısıtın. Ganajı ve arzu ettiğiniz kadar şekeri ilave edin. Kaynayınca altını kapatın ve bardağa alın. Arzu ederseniz üzerini çırpılmış krem şantiyle, erimiş çikolata ile süsleyebilirsiniz. Ben kalori miktarını daha da arttırmamak adına sade servis etmeyi tercih ettim. Çikolata tadında olsun hayatınız, sevgiyle...

Sarmal Pasta


Bu çok şık ve lezzetli pastaya hangi ismi vereyim bilemedim. Yıllardır yaptığım ve çok iltifat aldığım, yüzünüzü güldürecek bir tarif. Normal pastalardaki gibi kekim kabardı mı, düzgün kesebildim mi derdi yok. Rulo pasta gibi fırın tepsisine yapıyorsunuz ve sonra cetvel yardımıyla kesiyorsunuz. Kelepçeli bir kek kalıbına diziyorsunuz. Bekleme sürelerini saymazsak yarım saat harcıyorsunuz. Gelelim tarifimize:

Malzemeler:

Kek için:

4 yumurta
1 bardak toz şeker
yarım çay bardağı sıvıyağ
1 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı portakal suyu
4 kaşık kakao
2 bardak un
1 kabartma tozu
1 vanilya

Krema İçin:

2 paket krema
1 bardaktan bir parmak eksik pudra şekeri (miktarı damak tadınıza göre ayarlayabilirsiniz)
Muz
Beyaz çikolata, fıstık, fındık

Yapılışı:

Önce kekimizle başlıyoruz. 4 yumurtayı ve toz şekeri karışım beyazlaşıp kabarıncaya kadar çırpın. Sırasıyla sıvı malzemeleri, sonra katı malzemeleri ekleyin. Yağlı kağıt serilmiş büyük bir fırın tepsisine dökün ve birkaç kez tepsiyi tezgaha vurup her yere eşit dağılmasını sağlayın. Önceden ısıtılmış 175 derecelik fırında pişinceye kadar yaklaşık 25 dakika pişirin.

Krema için; hazır kremaları ve pudra şekerini bir kaba alıp mikser yardımıyla çırpın. Soğuması için buzdolabına alın. Bu aşamada arzu ederseniz hazır krem şanti de kullanabilirsiniz.

Kekimiz pişince üzerine bir havlu örtün ve yarım saat ılımasını bekleyin. Pastamıza şekil vermek için kelepçeli bir kek kalıbına veya çembere ihtiyacımız olacak. Ama benim fırınım çok küçük. Kelepçeli kalıbım için yeterli kek çıkmayacaktı. Bu yüzden düz tabanlı büyükçe bir kaseye dizdim. Biraz tereddüt ettim ama gayet güzel çıktı kalıptan. Ne demişler, mutfakta çareler tükenmez :) Bir cetvel yardımıyla kekinizi 5 veya 6 parçaya uzunlamasına olacak şekilde kesin. Keserken kalıbınızın yüksekliğini esas almalısınız.



Sırasıyla kestiğiniz kekler kalıba döşenir. Kek bir defa döşendikten sonra bir spatula yardımıyla kremayı sürün. Muz, çikolata, kuruyemiş yani ne arzu ederseniz paylaştırın.


Kabınız kek ve kremayla dolana kadar bu işlemi tekrarlayın. Kremadan biraz artmış olacak. Tavsiyem bir gece pastayı bekletmek. Vaktiniz olmazsa 3,4 saat de yeterli olacaktır zannediyorum. Ertesi gün pastanızı benim gibi bir kalıba yaptıysanız ters çevirin veya kelepçeli bir kalıpsa yavaşça dışını çıkartın. Kalan kremayla pastanızı sıvayın. Arzu ederseniz en üstüne süzgeçle kakao eleyebilirsiniz. Çok yakışıyor. Ben bunu doğumgünü için yaptım. Her zaman kullandığım ganaj tarifiyle üzerine yazı yazdım ve kenarlarını süsledim. Bundan sonrası tamamen sizin hayal gücünüze kalmış yani. Afiyet olsun, sevgiyle...


13 Nisan 2014 Pazar

Katıklı Ekmek

Üniversitede okurken çok kısa bir dönem yurtta kalmıştım. Yurt hayatı her ne kadar bana göre olmasa da en güzel şey birçok şehirden gelen insanlarla tanışmak, onların kültürlerini öğrenmekti. Antakya'lı bir arkadaşımın annesinin ara ara gönderdiği erzak kolisiyle Antakya mutfağına hayran kalmıştım. O koliden çıkan birbirinden güzel yöresel yiyeceklerin içinde en güzeli katıklı ekmekti kuşkusuz. O zamanlar tarif almayı akıl edemedim nedense. Sonra yıllarca unutamadım tadını. Bir gün televizyondaki bir programda Hatay mutfağını tanıtırlarken tekrar rastladım ve hemen not aldım. Programda hatırladığım kadarıyla fırından aldıkları ekmek hamurunu kullanmışlardı. Yani bu büyük bir kolaylık biliyorum ama evde yaptığım her şey benim içime daha çok sindiği için hep kendim hamur mayaladım. Arzu ederseniz siz fırından aldığınız ekmek hamuruyla da yapabilirsiniz. Ayrıca bu katıklı ekmek Antakya'da bir nevi yerel lahmacun. Şekil itibariyle de lahmacun gibi. Ama ben evde yaptığım için pizza gibi geniş bir fırın tepsisinin içinde yapmayı tercih ediyorum. Siz dilerseniz küçük küçük açarak lahmacun şekli de verebilirsiniz. Deneyecek olanların şimdiden ellerine sağlık.



Malzemeler:

Hamur için:
1 bardak ılık süt
1 bardak ılık su
1 paket kuru maya
1 kaşık toz şeker
1 kaşık tuz
Yarım bardak sıvıyağ
Aldığı kadar un

Harcı İçin:
Bir kase lor peyniri
2 soğan
1 kase acı biber salçası
1 kase susam
2 kaşık çörek otu
1 çay bardağı zeytinyağı
1 kaşık tuz
Karabiber, kekik, kırmızı biber, kimyon

Yapılışı:

Öncelikle her zaman yaptğınız gibi ılık sütle maya ve toz şekeri karıştırıp 15 dakika bekletin. Sonra sırasıyla sıvı malzemeleri ilave edip aldığı kadar un ilavesiyle yumuşak bir hamur yoğurup en az yarım saat dinlendirin.

Harcı için, zeytinyağı ve küçücük doğradığınız soğanları kavurun. Soğanlar pembeleştiğinde biber salçasını da ilave edip birkaç dakika çevirin. Burada eklediğiniz salçanın kalitesi birebir lezzetini etkiliyor. Mümkün olduğunca katkısız, özlü, ev tipi bir salça kullanmanızı tavsiye ederim. Sonra peyniri ve kalan malzemeleri ekleyip altını kapatın. Biraz ılımasını bekleyin. Arzu ettiğiniz her baharatı istediğiniz miktarda bu tarife ekleyebilirsiniz. Çok keskin tatları sevmediğim için benim tercihim baharatı az tutmak.

Mayalanan hamurunuzu yağladığınız tepsiye elinizle yayın. Sonra parmaklarınızla hamura delikler açın. Böylece harcınız hamurun daha derinlerine inecek. Harcın tamamını ekleyip önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında hamur pişinceye kadar yaklaşık 35, 40 dakika pişirin. Afiyet, şifa olsun....


6 Nisan 2014 Pazar

Pratik Mayasız Poğaça



Ani gelen misafirler için birebir bu tarif. Çay suyunu koyuyorum, demlenene kadar yapıp fırına atmış oluyorum. Mayalı poğaçalardaki gibi bekleme derdi yok. Hamuru yoğuruyorsunuz ve hemen şekil veriyorsunuz. Yaklaşık 20, 25 dakika içinde pişiyor. Biz eşimle bu poğaçayı diğer mayalı tariflerden daha çok seviyoruz. Diğer bir güzelliği de 3 gün tazeliğini koruması. Malum mayalı tarifler ertesi güne kaldığında tadı kaçar. Gelelim tarife:

Malzemeler: (Yaklaşık 30 adet küçük poğaça)

150 gram tereyağ (arzu ederseniz margarin de kullanabilirsiniz)
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı yoğurt
1 yumurta (sarısı dışına, akı içine)
1 tatlı kaşığı tuz
1 kabartma tozu
2 kaşık sirke
Aldığı kadar un (Yaklaşık 4 bardak)

Yapılışı:

Yumuşak tereyağ ve tüm sıvı malzemeleri elinizle karıştırın. Un ve kabartma tozunu ilave edip yumuşak, ele yapışmayacak bir kıvam alana kadar yoğurun. İçine arzu ettiğiniz bir malzemeyi koyup şekil verin. Ben peynir kullandım. Peynir seçiminde hep 2 çeşit peyniri karıştırmayı tercih ediyorum. Mesela bu sefer yagsız lor peyniri ve yağlı keçi peynirini karıştırdım. Eriyen türde bir peynir kullanmanız lezzetini epey arttıracaktır.

Ayırdığınız yumurta sarısını üzerine sürüp önceden ısıtılmış 175 derecelik fırında üzerleri kızarana kadar yaklaşık 25 dakika pişirin. Afiyet olsun, sevgiyle...






Followers