Pages

21 Mart 2014 Cuma

Hoşmerim

Merhabalar... Konya'ya ait olan nefis bir tarifle yine karşınızdayız. Başka yörelerde peynirle yapılan hoşmerim bizde kaymak ile yapılır. Bir nevi un helvasına benzer ama içindeki kaymağın verdiği muhteşem lezzet ve az şekerli olup bal ile tatlandırılmasıyla tüm helva çeşitlerine fark atar. Mısır'da yoğurt mayalamak için aldığım manda sütünü kaynatınca yaklaşık 200 gram kaymak elde ettim. Bir Konyalı olarak da aklıma ilk bu kaymağı hoşmerimle değerlendirmek geldi. Bu güzel tatlının hoş bir hikayesi de var. Çeşitli rivayetler olsa da, benim bildiğim hikayede yoksul bir kadın askerden dönen eşine tatlı yapmak ister ve mutfağındaki birkaç malzemeyi karıştırarak bu tatlıyı yapar. Eşini memnun etme endişesiyle ikramda bulunduktan sonra sürekli "hoş mu erim?" diye sorar. Böylece tatlının ismi "hoş mu erim" diye kalır ve zamanla "hoşmerim"e dönüşür.



Malzemeler: (4 kişilik)

250 gram kaymak (Eğer yeterli kaymağınız yoksa benim gibi kalan miktarı tuzsuz tereyağı ile tamamlayabilirsiniz. Mesela benim kaymağım yaklaşık 200 gramdı ben 50 gram da tereyag ekledim.)
8 tepeleme kaşık un
1 bardak süt veya su
1 çay bardağı toz şeker

Arzuya göre ceviz, bal

Yapılışı:

Kaymağı tencerede eritin, kaynamaya başlayınca unu ilave edin. Unun rengi kahverengileşene kadar yaklaşık 15 dakika sürekli karıştırarak kavurun. Rengi değiştikten sonra arzuya göre cevizleri de katıp bir iki dakika daha kavurun. Ayrı bir yerde hazırladığınız toz şeker ve süt veya su karışımını ekleyin. Bir dakika daha karıştırın, suyu çekince altını kapatın. 5 dakika dinlendikten sonra tabağınıza alın. Şekeri az olacağı için üzerine isteğinize göre bal veya pudra şekeri gezdirin. Benim tercihim baldan yana. Konya'daki yöresel lokantalarda da daima balla servis ederler. Denemeniz ve bizim kadar beğenmeniz dileğiyle, şifa olsun...


17 Mart 2014 Pazartesi

Çikolatalı Çatlak Kurabiye

Merhabalar... Bu harika kurabiyelerin tarifini "kurabiyeden kule" adlı blogdan aldım. İsmini içine biraz ceviz koyarak "browni kurabiye" olarak da değiştirebilirsiniz. Yumuşacık, çikolata kokan bu lezzetlere kim karşı koyabilir ki? :) Blog dünyasında yeni olduğum için adresi buradan linkle vermeyi bilmiyorum ama emeğe haksızlık etmemek adına size bu güzel blogu tavsiye ediyorum ve arşivimde bulunması için buradan da tarif veriyorum.


Malzemeler: (Yaklaşık 40 adet kurabiye için)

220 gram çikolata
2 yumurta
60 gram tereyağ
Yarım bardak toz şeker
2 su bardağı un
1 çay kaşığı kabartma tozu
1 paket vanilya
1 tutam tuz

Kurabiyeleri bulamak için pudra şekeri ve toz şeker

Yapılışı:

Çikolata ve tereyağını benmari usulü veya benim gibi mikrodalga fırının düşük seviyesinde eritin. Şeker ve yumurtaları kremsi bir kıvam alana dek çırpın. Ilımış çikolatalı karışımı ilave edip bir kaç dakika daha çırpın. Sonra beraber elediğiniz un, kabartma tozu, tuz ve vanilyayı ilave edin. İyice karışına kadar çırpın. Bu aşamada endişe etmeyin kurabiyeden ziyade kek kıvamında olacak karışım. Ama buzdolabında içindeki çikolata sertleşecek ve hatta kaşıkla zor alacağınız bir sertliğe ulaşacak. En az 3 saat buzdolabında bekletin. Ben bir kısmını 3 saat sonra, kalanını da ertesi gün pişirdim. 1 gün bekleyen kurabiyelerden daha iyi sonuç aldım.

Dolaptan çıkardığınız hamuru kaşık yardımıyla alın, bekletmeden hızlıca yuvarlayın ve önce toz şekere, sonra pudra şekerine bulayın. 170 derecelik önceden ısıtılmış fırında 10 dakika pişirin. Bu süreyi geçmemeye özen gösterin, kurabiyeler soğudukça toparlanacaktır. Kurabiye kokusu mutfaklarınızdan hiç eksilmesin, sevgiyle...

16 Mart 2014 Pazar

Konya Fırın (Tandır) Kebabı




Bir Konyalı olarak tandır kebabını nasıl anlatsam bilemiyorum. Tarife geçmeden önce size bir lokantadan bahsetmek istiyorum. Konyalı olanlar bilir, olmayanlar da Vedat Milor sayesinde tahmin ediyorum tanışmıştır Ali Baba kebapçısıyla. Vedat Milor'e bile "Türkiye'de böyle bir et yok, sadece İspanya'nın bir köyünde buna benzer bir et yemiştim" dedirten bu mutevazi lokanta sadece öğle saatlerinde açıktır. Malesef ki yerli ve yabancı turistler hep daha afilli lokantaları tercih ederler ama Vedat Milor gibi bir gurmenin sözlerine de dayanarak başka bir yerde bu lezzeti bulamayacağınızı iddia ediyorum. Lokantanın sahibi Ali Baba o kadar mutevazi bir adam ki, kendisine sorulan başka bir şube neden açmadı sorusuna "Konyamıza hizmet ediyoruz bize yetiyor" cevabıyla insanı utandırıyor. Aklıma hep Tarık Tufan'ın ""Lamba cininin "Dile benden ne dilersen" cümlesine, "Canının sağlığı" cevabını verebilecek mahcup adamların hatırı için dönüyor dünya." sözleri geliyor. Allah böyle kanaatkar insanların sayısını arttırsın.



Neden mi anlattım bunları? Evde Ali Baba kebapçısını sayıklayarak yaptığım bu yemeği aslını anlatmadan geçmek haksızlık olurdu. Malum Konya'dan bir kıtacık! uzaktayız :) Annem yıllardır tandır kebabını bu şekilde evde yapar. Aslını tutamaz elbet çünkü kullandıkları et çok özel ve meşe kömüründe pişiriliyor. Ama inanın ki evde yapılan hali de yüzünüzü güldürecek ve misafirlerinizi çok memnun edecek. Bizim için en lezzetli yemek bu. Yanında et sulu bir pilav, evde yapılmış lavaş ve kuru soğan. Hatta lokantada pilav olmaz bile. Ben biraz daha bereketlendirmek adına pilavla servis ediyorum. Çok beğeneceğinize inanıyorum. Geçelim tarife:

Malzemeler:

1 kilo kemiksiz koyun eti
1 kaşık biber salçası
kekik
kara biber
tuz
1 kaşık tereyağ

Yapılışı:

Malesef Mısır'da koyun eti bulmak çok zor. Satılan yerlerde de kemikli olarak var. Bu yüzden ingilizce "veal" denilen buzağı etini kullanıyorum. Veal sözlükte "yetişkin olmayan inek eti" diye geçiyor. Tadı koyun etiyle hemen hemen aynı. İnek etine göre çok daha yumuşak bir yapıya sahip. Eti büyük küpler şeklinde doğrayın. Benim etim bir kiloydu ve yedi parçaya ayırdım. Sonra bu etleri salça, biraz kekik ve karabiberle iyice ovun. Tencerenizi 2 dakika dumanlar çıkıncaya kadar ısıtın ve etleri kızgın tencereye atın. İkişer dakika iki tarafını harlı ateşte kızarttıktan sonra tencereyi ocağın en küçük kısmına en düşük ayara alın. Kapağını iyice kapatın yaklaşık 3 saat unutun :) Tabi 1 saat sonra kontrol etmekte fayda var. Et cinsine göre bazen su az bırakıyor, eğer cızırdama sesi duyarsanız en fazla 1 çay bardağı kaynar su ilave edebilirsiniz. Üç saat sonra etleriniz lokum kıvamına ulaşmış olacak. Bu aşamada arzu ettiğiniz kadar tuz ilave edin ve bir kaşık tereyağ ilave edip iyice kızarmasını sağlayın. Servis etmeden 15 dakika önce altını kapatıp dinlendirmenizi tavsiye ederim. Bu dinlenme süresinde etler iyice kendini bırakacaktır. Afiyet, şifa olsun....





15 Mart 2014 Cumartesi

Kremalı Çamur Kek "Mud Cake"


Rahat rahat söyleyebilirim ki bu lezzetli kekcikler hayatım boyunca yaptığım ve yediğim en güzel kekler! Bir tane, bir tane daha derken... Önünüzde birikmiş kağıtlar ve vicdan azabıyla kalakalıyorsunuz :) Keşke kıvamını gösterebilseydim size. Fotoğraflara dikkatli bakarsanız anlayacağınız üzere sanki bolca ıslatılmış gibi. Yumuşacık. Ve o kadar hafif ki. Kekten ziyade yaş pastaya benziyor tadı. İçinde krema varmış gibi. Hazır keklere değişmem asla. Ama bir edebiyatçı ve yabancılara Türkçe öğreten bir öğretmen olarak başlık konusunda epey zorlandım. Kekin orijinal ismi mud cake yani çamur kek. Ama çeşit olarak düşündüğünüzde bu bir "cup cake" Malesef bu ismin tam karşılığı güzel Türkçemizde yok. Ben de okunuşunu esas alıyor ve kap kekimin tarifine geçiyorum.



Malzemeler: (18 adet)

80 gram çikolata
2 yumurta
2 çay bardağı su
100 gram tereyağ
1 su bardağı toz şeker
2 kaşık kakao
8 tepeleme kaşık un
Vanilya
Yarım paket kabartma tozu
1 fiske tuz

Ganaj için:
80 gram çikolata
100 gram krema
Yapılışı:

Önce ganajla başlayın ki soğuya dursun kekler pişerken. Bir cezve yahut küçük bir tencerede kremayı ısıtın. Kenarları kaynamaya başladığı anda hemen ocaktan alın. Kremayı kaynatırsanız içindeki su dışarı çıkar ve yapısı bozulur. İçine çikolataları ilave edin. İyice eriyene kadar karıştırın. Bir saat buzdolabında bekleyip katılaşınca mikser yardımıyla birkaç dakika çırpın. Ganajımız hazır. 

Kek için: çikolata ve suyu bir cezvede veya mikrodalga fırınınız varsa benim gibi mikrodalganın düşük ayarında eritin. Yumuşak tereyağ, tuz ve toz şekeri birkaç dakika çırpın. Yumurtaları tek tek kırıp birkaç dakika daha şeker eriyip kremsi kıvam alana kadar çırpın. Ilıttığınız çikolatalı suyu ilave edin. Malzemeleri birbirine yedirdikten sonra ayrı bir kapta beraber elediğiniz un, kakao, kabartma tozu ve vanilyayı ilave edin. Bu aşamadan sonra silikon bir spatula veya tahta kaşıkla güzelce karıştırın. Normal bir kek hamuruna göre çok daha cıvık bir hamur elde edeceksiniz, endişe etmeyin. Birer parmak eksik kalacak şekilde kağıtlara doldurun. Önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında en fazla 25 dakika pişirin. Ben kekleri fırından aldığımda bir kurdan yardımıyla kontrol ettim hamur yapışmıyordu. Ama dokunduğumda sanki pişmemiş gibi çok yumuşaktı. Zamanla soğudukça içindeki çikolata katılaştı ve kek de kendini topladı. 

Bir krema torbası veya krema sıkacağına koyduğunuz ganajla keki süsleyin. Ben çocuklara yaptığım için üzerini şeker hamurundan kelebekler, pirinç patlakları, file badem ve fıstıkla süsledim.


Gurbette misafir öyle önemli ki. Kendimi bildim bileli misafiri hep çok sevdim ama Mısır'a gelince daha da farklı bir anlam kazandı benim için. Dün evimize gelen dostlar sayesinde birkaç saatliğine Türkiye'ye gidip gelmiş gibi olduk. Bu kapkekleri özellikle çocuklar için hazırladım. Bir çocuğu sevindirmek kadar güzel ne var dünyada? Aşağıdaki fotoğraf güzeller güzeli Yiğit'imize ait. Bazen erkek çocuklarının bu kadar güzel olmasına yazıklanıyorum. Bu gözler kirpikler bir kızda olmalıydı sanki :)) Maşallah, Allah nazardan saklasın. 





12 Mart 2014 Çarşamba

Çilek Soslu Keşkül

Osmanlı'dan günümüze gelen en esaslı sütlü tatlılardandır bence keşkül. Çok şükür Mısır'da bir ablamın sayesinde pasta malzemeleri satan bir dükkan buldum. Galiba maaşımın nereye gideceği belli oldu :) Badem tozu bulmanın sevinciyle hemen bu tarifi yaptım. Evdeki çilekleri değerlendirmek için de fırında çok hoş bir sos hazırladım ve beraber servis ettim. Umarım dener ve beğenirsiniz.



Malzemeler: (5 kase)
1 kilo süt
1 yumurta sarısı
2 kaşık un
2 kaşık nişasta
1 bardak toz şeker
1 çay bardağı toz badem
1 çay bardağı hindistan cevizi

Çilekli sos için:
Yarım kilo çilek
1 çay bardağı toz şeker
5,6 damla limon
1 çay kaşığı tereyag

Yapılışı:
1 kilo sütü ve toz bademi bir kaba alıp blenderla yaklaşık 5 dakika ezin. (Osmanlı'da bademin tadının süte geçmesi için bu işlemi çok daha farklı ve zahmetli yaparlarmış ama ben teknolojinin nimetlerinden faydalanmayı tercih ediyorum.) Sonra bu kaba yumurta sarısını, toz şekeri, hindistan cevizini, unu ve nişastayı ilave edin. İyice karıştırdıktan sonra tencereye alıp pişirin. Birkaç dakika kaynadıktan sonra ocağı kapatın ve kaselere servis edin.

Sos için çilek ve toz şekeri bir fırın kabına alıp 200 derecede çilekler iyice pişip azıcık üstleri kuruyana kadar pişirin. Ben yaklaşık 20 dakika tuttum. Karışım piştikten sonra içine 5, 6 damla limon sıkın, tereyağını ilave edin ve blenderdan geçirin. Tereyağ arzu etmezseniz koymayabilirsiniz ama sosunuza çok hoş bir parlaklık katacak. Ayrıca bu sosu küçük bir tencerede, ocağın üzerinde de pişirebilirsiniz elbette. Ama fırında pişince aroması daha çok hissediliyor bence. Tercih size kalmış. Afiyetle, sevgiyle...

4 Mart 2014 Salı

Kavurmalı Karadeniz Pidesi

Yurt dışında yaşayanlar bilir, memleketten uzak olduğunuzda canınız deli gibi geleneksel lezzetleri ister. Kısa bir dönem Amerika'da yaşadım. Amerika'nın hemen hemen pekçok eyaletinde Türk lokantası hatta Türk marketleri vardır. Mısır'a gelirken de o hayalle gelmiştim ama malesef. Türkiye'den gelirken hemen hemen tüm kahvaltılıklarımızı getiriyoruz. Ama canımız bir şey isteyince iş başa düşüyor ve mutfağa doğru yol alıyorum. Türkiye'den iki paket kavurma getirmiştim. Ne yapsam diye düşünürken aklıma bu pideler geldi. Hamurun tarifi meşhur şef Arda Türkmen'e ait. İçi ise kendi zevkimize göre hazırladım. Deneyecek olanların şimdiden ellerine sağlık.

Malzemeler: (4 kişilik)

Hamur için:
2.5 Bardak ılık su
Aldığı kadar un (yaklaşık 5 bardak)
1 kaşık kuru maya
1 tatlı kaşığı şeker
1 kaşık tuz
2 kaşık sıvı yağ

Harç İçin:
250 gram kavurma
Bir soğan
Bir bardak rendelenmiş kaşar
İki kaşık sıvı yağ
Karabiber

Yapılışı:

Önce geniş bir kapta şeker, yarım bardak su ve mayayı karıştırın ve 15 dakika bekletin. Sonra kalan malzemeleri de ekleyerek yumuşak bir hamur elde edin ve yarım saat dinlendirin. Bu arada iki kaşık yağ Arda Türkmen'in tarifinde yoktu ama daha yumuşak olacağını düşündüğüm için ilave ettim.

Hamur dinlenirken içi hazırlayın. Soğanı yemeklik doğrayıp kavurun. Pembeleşince ocağı kapatın ve kavurmanızı elinizle küçük parçalara bölerek ilave edin. Soğuyunca kaşar rendesini ve karabiberi ekleyin. Harcımız hazır.

Gelelim birleştirmeye. Hamuru 4 büyük parçaya ayırın. Elinizle şekil vererek kayık haline getirin. Ortasına harcınızı koyduktan sonra kenarlarda kalan hamuru malzemenin üzerine kapatın ve birleştirin. 200 derece önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 20 dakika üzerleri kızarana kadar pişirin. Sıcakken üzerine bir çatal yardımıyla tereyağ sürün. Allah ağzınızın tadını bozmasın. Afiyet olsun...


3 Mart 2014 Pazartesi

Leopar Desenli Rulo Pasta


Bu tarifi hangi sitede okuduğumu hatırlamıyorum. Sadece görüntüsü çok hoşuma gitmişti. Fikir aklımda kaldı ama tarifi tekrar bulamadım. Ben de bildiğim pandispanya tarifi ve yeni denediğim bir kremayla yaptım. Gerçekten çok güzel oldu. Daha önce yaptığım tüm rulo pastalar hüsranla sonuçlanmıştı. Genellikle rulo yaparken kırılırdı ve kreması taştığı için lezzeti güzel olsa bile hazır rulo kekleri anımsatmazdı. Bu sefer yaptığım tüm hataları hatırladım ve eksiklikleri tamamlamaya çalıştım. Yumuşacık pandispanyası, beyaz çikolatanın lezzeti ile favori pastam oldu. Pastaneden alınan pastaların tadı farklı kuşkusuz. Ama pasta malzemeleri satılan yerlerdeki hazır kekunları gördüğümden beri artık hazır bir şey yemek istemiyorum. Çünkü malesef ki çoğu bu hazır unları kullanıyor ve içerikleri oldukça kalabalık. Bu kadar kısa sürede hazırlanabilen, keyifle içimize sinerek yiyebileceğimiz bir pasta varken neden hazır alayım ki? Aradaki beklemeleri saymazsak yaklaşık yarım saatte hazırlayabilirsiniz. Buyurun tarifimiz:

Malzemeler: (Yaklaşık 8 büyük dilim)

Kek için:
4 yumurta
4 kaşık un
4 kaşık toz şeker
2 kaşık kakao
1 kabartma tozu
1 fiske tuz

Kreması için:
100 gram krema
100 gram beyaz çikolata
1 paket krem şanti

Arasına koymak için istediğiniz meyveler

Yapılışı:

Buzdolabınızdan çıkardığınız yumurtaları hemen kırıp sarılarını ve beyazlarını ayırın. Oda ısısında yaklaşık 20 dakika bekletin. Sonra yumurta aklarını bir fiske tuzla 5,6 dakika yüksek ayardaki mikserle çırpın. Ölçütünüz şu; yumurta akları çok köpürecek beyaz bir bulut yığını elde edeceksiniz ve kabı ters çevirdiğinizde akmayacak. Bu kıvamı aldığında kabı bir kenara koyun ve yumurta sarıları ile toz şekeri karışım kremsi bir yapı halini alıncaya kadar çırpın. İçine beraber elediğiniz un ve kabartma tozunu ilave edin. Düşük ayarda un karışana kadar çırpın. Sonra yumurta aklarından hazırladığınız köpüğü  bu karışıma 3 seferde silikon veya tahta bir sıpatula yardımıyla aşağıdan yukarıya doğru karıştırarak yedirin. Bu işlemi olabildiğince yavaş ve nazik yapın ki köpüğümüz sönmesin. Tamamen karıştığında 4 kaşığını küçük bir buzdolabı poşetine veya krema sıkma poşetine koyun. Buzdolabı poşetinin ağzını çok az kesin. Kalan karışıma iki kaşık kakaoyu ilave edin ve kakao eriyene kadar nazikçe karıştırın.

Fırın tepsinize bir yağlı kağıt koyun. Poşetteki sade kek karışımıyla tepsiye leopar desenlerine benzeyen şekiller çizin. Ben bu esnada gelişigüzel yuvarlaklar çizdim. Kendinizi kasmanıza gerek yok çünkü üzerine kakaolu karışım eklendiğinde güzel bir görüntü ortaya çıkacak. Benim pastamı eşim leopardan ziyade halı desenine benzetti mesela ama problem yok. Maksat değişik bir sunum elde etmek  :) Sonra üzerine kakaolu karışımı ilave ettim ve alttaki şekillerin bozulmaması için nazikçe sıpatula ile yayın. Sonra tepsiyi içindeki kabarcıkların gitmesi için birkaç defa tezgaha vurun ve önceden ısıttığınız 175 derecelik fırında yaklaşık 10 dakika pişirin. Fazla pişmemesine dikkat edin. Üzeri yumuşak kalmalı ki rulo yaparken kırılmasın.

Kekimiz pişerken kremayı hazırlayın. Bunu için kremayı ısıtın kaynama noktasına geldiği anda ocağı kapatın ve beyaz çikolataları ilave edin. Ben damla çikolata kullandım. Siz büyük baton kullanacaksanız küçük parçalara kesin. Çikolata eriyene kadar karıştırın ve yarım saat dinlenmek üzere buzdolabına kaldırın. Yarım saat sonra hafif koyulaşmaya başlamış kremanıza krem şanti ilave edin ve 3 dakika çırpın. Koyu hatta macun kıvamında ama çok lezzetli bir krema elde etmiş olacaksınız.

Bu arada kekiniz için hazırlık yapın. Fırın tepsiniz ölçüsünde bir yağlı kağıt daha kesin. Düz bir zemine tepsi ebatında bir havlu veya temiz bir bez serin. Pişen kekinizi havlunun üzerine alın ve kestiğiniz yağlı kağıtı kekin üzerine kapatın. Hemen havlu ile beraber rulo yapın ve soğuyana kadar bekleyin.

Geldik birleştirmeyee :) İnanın tarifi yazması pişirmesinden daha uzun sürdü. Fırın kağıdını kekten ayırmadan açın ve kremayı düzgünce sürün. Arzu ettiğiniz meyveyi, ben muz tercih ettim, rulo yapmaya başlayacağınız tarafa koyun ve yavaşça bastırmadan yuvarlamaya başlayın. Yuvarladıkça kağıdı çıkartın. Rulo pastanızı sera streçe sararak en az 3 saat dinlendirin. Normalde ben yaş pastaları ıslatırım ama kek o kadar güzel kendinden nemliydi ki ihtiyaç duymadım. Benim tavsiyem bir gece buzdolabında dinlendirmeniz.

Umarım tarif açık olmuştur. Gönül tüm yapım aşamalarının tek tek fotoğraflarını çekip buraya koymayı diliyor ama evde yalnız olduğum için çekemedim. Tekrar yapışımda eşimin yardımını isteyeceğim aşama aşama fotoğrafları ekleyeceğim inşallah. Yapanların ellerine sağlık. Afiyet şifa olsun...


2 Mart 2014 Pazar

Fırında Somon

Mısır'da somon bulmak çok güç. Norveç'ten ithal ediliyor. O da belli büyük iki markette var. Dondurulmuş somon tazesinin yerini tutmuyor. Lezzetini arttırayım farkı telafi edeyim diye birkaç farklı şekilde denedim. Şimdi vereceğim tarif yüzümüzü güldürdü. Hatta eşim "hayatımda yediğim en lezzetli balık" dedi. O andan itibaren de yorgunluğum uçtu gitti :)


Malzemeler: (4 kişilik)

1 kilo somon balığı (fileto)
4 kaşık zeytinyağı
2 kaşık tereyağı
4 patates
1 kırmızı soğan
1 kırmızı biber
karabiber, tuz

Yapılışı:

Fileto halindeki balıkları 4 eşit parçaya ayırın. Pişirmeden yarım saat önce bol suyla yıkayın ve tuzlayıp beklemesi için kenara alın. Ben seramik bir tava tercih ettim. Bir önceki denememde balık dondurulmuş olduğu için döküm ızgara tavasına yapıştı ve servis edeceğim zaman parçalandı. Bu sefer riske girmek istemedim ve yapışmayan özelliğiyle bu tavayı kullandım. Tavaya 4  kaşık zeytinyağını koyup kızdırın. Ocağın yüksek ateşte olması önemli yoksa balıklarımız su salar. Balıkları tavaya alın ve ikişer dakika dış yüzeyleri altın sarısı bir renk alıncaya kadar kızartın. Sonra dikkatlice çevirin, diğer yüzeyini de rengi değişene kadar tavada tutun. Sonra balıkları bir tabağa alın. Balık kızarttığınız yağa yuvarlak dilimler halinde kestiğiniz patatesleri ilave edin. İkişer dakika iki yüzeyini de kızartın. Balığın ve sebzelerin pişmelerini istemiyoruz çünkü zaten fırında tekrar pişecekler. Patatesleri aldıktan sonra yuvarlak halkalar halinde kestiğiniz biber ve soğanları da ilave edin ve birkaç dakika soteleyin. Sonra bir fırın kabına sırayla patates, soğan, biber ve somonları yerleştirin. Arzu ederseniz tuz ve karabiberle tatlandırın. Somonların üstüne 2 kaşık tereyağını paylaştırın. 200 derecelik fırında en fazla 20 dakika pişirin.

Somonu pek çok farklı şekilde pişirdim. Kızartarak, fırında.. Ama bu iki pişirme şeklini birleştirdiğim tarif en başarılısı oldu. Somonu mühürleyerek yani kızgın tavada dış yüzeylerinin pişmesini sağlayarak pişirdiğinizde balığın suyu içinde kalıyor ve dışı çıtır çıtır oluyor. Aynı yağda hafif kızarttığınız sebzelerle balık fırında iyice özdeşleşiyor ve muhteşem bir lezzet çıkıyor ortaya. İnşallah siz de dener ve bizim kadar beğenirsiniz. Huzurla, afiyetle...

Followers